Aslı 4 yıl öncesine dayanan olayla ilgili yeni gelişmeler
haber değeri bulunca bizler için de yeni bir tartışma konusu gündeme
oturuverdi..
Manchester United’lı Ryan Giggs’in, kardeşinin eşi ile 8
yıllık gizli beraberliği açığa çıkmış ve itiraflarla birlikte Jr. Giggs’in
evliliği sona ermişti. Tam 4 yıl sonra Ryann Giggs’in kardeşinden özür dilediği
haberi ise olayı tekrar bir gündem maddesine dönüştürdü..Sporcunun rol model olma
durumu ve buna bağlı üstün ahlaki değerlerle donanma gereksinimi...
Hayatını sporla idame ettiren insanların bir seçim şansı olmadan birilerinin kahramanı olmaları kaçınılmaz bir durum.. Kimi zaman sevdiği futbolcunun tam boy posterini duvarına asıp mahalle maçında onun ismi ile goller atan bir çocuğun, bazen de yarım bırakılmış futbol serüveni içinde uhde kalan bir beyaz yakalının kahramanı..
Giggs örneğine dönecek olursak, karşımızda 24 yıl aralıksız
olarak Manchester United formasını giymiş Sir Alex Ferguson’un kırdığı rekorun
her anına ortak olmuş bir büyük profesyonel oyuncu karşılıyor bizi.. 25. yılını
ise aynı kulüpte oyuncu menajer ve yardımcı teknik direktör olarak geçiren Büyük
Galli’nin 671 maçlık rekor performansı ve 12 Premier Lig Şampiyonluğu sayılabilecek
başarılardan sadece birkaçı..
Peki 8 yıllık yasak aşkın gün yüzüne çıkması tüm bu muhteşem
kariyeri gölgede bırakır mı? Uzun süreli ve ısrarla yapılmasına rağmen yapılan bir
“yanlış” ölümcül sınav sistemindeki gibi tüm doğruları götürmeye yetmeli mi? İtirafın
ardından Giggs denince akılda kalan paparazzi makamında yazılan haberler mi olacak,
kariyerinin bitiminde oyuncu menajer olarak çıktığı maçın sonlarına doğru kendisini oyuna aldığı anda Old Trafford
tribünlerinin alkıştan yıkılması mı?
Bu soruyu kahramınımız Ryan’a yöneltsek, “saha içindeki Giggs sizin rol modeliniz ve kahramınınız olabilir ama
saha dışındakinden size ne” diyebilir misal.. Tıpki yıllar önce NBA yıldızı
Charles Barkley’in “ben sizin rol
modeliniz değilim, sadece basketbol oynuyorum” demesi gibi.. Beri tarafta kendisini
rol model alan insanların öğretilmiş ahlaki değerleri hayata dair her mevzuyla
birlikte düşünmesine de itiraz edemez belki.. Kim bilir.. Kahramanlık dilemması
tam da burada başlar işte..Kimi dört başı mamur sıfır hatalı bir Alman
teknoloji ürünü bekler kahramanından, kimisi ise her insan gibi hata da
yapabilen bir “insan” .. Tek doğrusu
yoktur bu tanımın sanki..
Spor evreninden örnekleri arttırmak çok mümkün.. Futbol tarihinin en büyük isimlerinden
Maradona’nın yıllarca uyuşturucuyla boğuşması, Giggs’e benzer şekilde takım
arkadaşının kız arkadaşı ile birlikte olduğu ortaya çıkan Chealsea Kaptanı John
Terry, kariyerinin sonlarına doğru kendisine söylenen kötü bir söze tahammül
edemeyip taraftarı tekmeleyen Büyük Cantona veya kariyerinin son maçında sabrını
taşıran İtalyan Materazzi’ye kafa atarak veda busesi veren Zidane...
Tüm kahramanlar hepimiz gibi birer insan.. Şiddet, aldatma
gibi etik olmayan unsurlarla karşılaşmaları da diğer insanlar kadar olağan..Duvardaki posterlerin yerleri biraz değişebilir
ama önemli olan yıllar yılı oya gibi işlenerek efsaneye dönüşen kariyerlerin yapılan
insani hataların arkasında kalmaması
belki de? Sizce?